İFLASIN ERTELENMESİNİN DAVA VE İCRA TAKİPLERİNE ETKİSİ

    THE EFFECT OF POSTPONEMENT OF BANKRUPTCY ON LITIGATION AND  ENFORCEMENT PROCEEDINGS
                                                           Av.Süleyman TOPAK*
            ÖZ :
               İflas erteleme, sermaye şirketleri ve kooperatiflerin bozulan mali yapılarının düzeltilmesi bakımından hayati öneme sahip bir süreçtir. Bu bakımdan bu sürecin iyi değerlendirilmesi ve bu süreç zarfındaki hakların bilinmesi önemlidir. Bu çalışmada iflasın ertelenmesi kararı verilmesi halinde bu kararın tüm dava ve icra takipleri üzerindeki etkileri Yargıtay kararları ve doktrin görüşleri çerçevesinde değerlendirilecektir.
               ANAHTAR KELİMELER :
               İflasın Ertelenmesi, İflasın Ertelenmesinin Davalara Etkisi, İflasın Ertelenmesinin İcra Takiplerine Etkisi
        ABSTRACT :
               Postponement of Bankruptcy is a process with vital importance in terms of correcting the distorted financial structures of capital companies and cooperatives. In this respect it is important that this process is well evaluated and that the rights within this process are known. In the event of a postponement of bankruptcy in this study, the effect of this judgment on all cases and proceedings shall be considered within the framework of the Supreme Court decisions and doctrinal opinions.
       KEYWORDS :
               Postponement of Bankruptcy. Effects of Postponement Bankruptcy on Litigation, Effects of Postponement Bankruptcy on Enforcement Proceedings.
              
______________________

*Kayseri Barosu, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Doktora , e-mail : info@suleymantopak.av.tr

 

              GİRİŞ

   Türk Ticaret Kanunun 377. maddesinde ve İİK 179- 179/a ve 179/b maddelerinde düzenlenen iflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan sermaye şirketlerinin veya kooperatiflerin, mahkemeye sundukları inandırıcı nitelikteki iyileştirme projesi çerçevesinde, mahkeme tarafından atanacak bir kayyım gözetiminde ve belli bir süre içerisinde, mali durumlarının düzeltilerek iflastan kurtulmalarını amaçlayan hukuki bir müessesedir.

İflasın ertelenmesi kararının en önemli sonucu, iflasının ertelenmesine karar verilmesi ile iflasa yönelik hüküm ve bu hükümlerin etkilerinin geçici bir süre için bekleme dönemine bir başka söyleyişle bir çeşit durağan döneme girmesidir. Bu dönem zarfında iflas erteleme kararının İİK 179/b maddesinde icra takiplerine ilişkin etkileri açık bir şekilde belirtilmiştir. Bunun yanında iflas erteleme kararının davalara etkisinin ne olacağı ise kanunda açıkça düzenlenmemekle birlikte uygulamada çıkan sorunlar bakımından bu konunun incelenmesi önem arz etmektedir.

Bu çalışmamızda iflas erteleme kararının icra takiplerine, nitelik arz eden icra takip işlemlerine ve davalara olan etkilerini uygulamadaki sorunları ve Yargıtay kararlarını da dikkate alarak detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

 

                   1.İCRA TAKİPLERİNE ETKİSİ

 

TAKİPLERİN DURMASI

 

İflasın ertelenmesinin en önemli etkilerinin başında icra takiplerinin durması hali gelmektedir. Takiplerin durması İİK m. 179/b' de düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, iflasın ertelenmesi kararı ile birlikte amme alacakları da dahil olmak üzere borçluya karşı yeni takip yapılamayacağı gibi, başlamış olan takipler de olduğu yerde duracaktır[2].

Kanun koyucu tarafından İİK m. 179’da adi alacakların yanı sıra kamu alacaklarına ilişkin olarak da adi takip konusu olan alacağın özel hukuk veya kamu hukuku alacağı niteliğinde olup olmamasına bakılmaksızın “tatil etkisi” prensibinin benimsenmesi, iflasın   ertelenmesi   kurumunun    amacına    uygun    bir düzenleme olmaktadır[4]. Ancak iflasın ertelenmesi, iflasın açılması mahiyetinde olmadığından, kamu alacaklarına gecikme zammı uygulanmasına devam edilecektir[6]. Fakat iflasın ertelenmesi kararı üzerine bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşürücü müddetler erteleme süresince işlemeyecektir[8]. Bunun yanında uygulamada, iflas erteleme tedbirleri verilirken bazı mahkemelerce, alacaklıların takip hukuku dışında kullanabilecekleri, temlik, takas, mahsup, hapis, protesto, temerrüt gibi hukuki işlemlerin hak ve defilerin kullanılmasının, yapılmasının ve hukuki sonuçlarının durdurulmasına şeklinde tedbir kararı hukuka uygun düşmemektedir. Bu tür maddi hukuka ilişkin tedbirlerin verilmesi, temerrüt gibi hukuki işlemler ile hak ve defilerin kullanılmasının hakim kararıyla durdurulması mümkün olmamalıdır. Zira iflas ertelemeden amaç borçlu aleyhine olan her şeyin durması değil borçlunun nefes alarak borçlarını ödeme kolaylığının sağlanmasıdır[10]. Ayrıca, mahkemeler üçüncü şahıs konumunda olan şirket yönetim kurulunun önceki veya mevcut üyelerinin taşınmazlarını üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi yönünde mülkiyet hakkını kısıtlayıcı tedbir kararı da vermemelidirler[12]. İcra takip işlemi de, icra dairesi tarafından yapılan, alacaklıyı alacağına yaklaştıran ve borçlunun malvarlığını veya geniş anlamda hukuki durumunu olumsuz yönde etkileyen işlemler olarak tanımlanmaktadır[14]. Örneğin, iflas erteleme alan borçlu hakkında ödeme emri gönderilemez. Haciz ve muhafaza işlemleri yapılamaz. Taşınır veya taşınmaz satış işlemleri gerçekleştirilemez. Doktrinde bir icra takip işlemi sayılmayan takip talebinde dahi bulunulamayacağı belirtilmektedir[16]. Fakat bizimde katıldığımız görüşe göre bu durumda takibin iptali değil ödeme emrinin iptali daha doğru bir tercih olur