TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİNDEKİ HAKSIZ ŞARTLARIN BAĞLAYICI OLMAMASININ SONUÇLARI

         THE RESULTS OF THE UNFAIR TERMS  THAT HAVE NOT A BINDING FORCE IN CONSUMER CONTRACTS

 

                                                                                                                   Süleyman TOPAK*

           

ÖZET

            Teknolojinin gelişmesiyle birlikte tüketici sözleşmelerinde de değişiklikler meydana gelmiş ve klasik sözleşmeler dışında standart sözleşme denilen yeni bir sözleşme modeli ortaya çıkmıştır. Bu standart sözleşmeler nedeniyle birçok tüketici mağdur olmuş ve uzun süre satıcıların dayattıkları hükümlerle sözleşme yapmak zorunda kalmışlardır.

            Bu nedenle ilk olarak 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda, tüketici sözleşmelerindeki haksız şartların genel durumu düzenlenmiştir. Sonrasında, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 5.maddesinde tüketici sözleşmelerinde bulunan haksız şartların tanımı, hüküm ve sonuçları düzenlenmiştir.

            Bu çalışmamızda, tüketici sözleşmelerinde yer alan haksız şartları ve bu şartların bağlayıcı olmamasının sonuçlarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

            Anahtar Kelimeler: Tüketici Sözleşmeleri, Standart Sözleşmeler, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun,  Haksız Şartlar.

 

ABSTRACT

Changes have occurred in consumers contracts with the development of technology and a new contract model  has emerged called as a standard contract except for classical contracts. Because of the standard contracts many consumers have been aggrieved and have forced to make contract which have provisions imposed by dealers.

Therefore, at first overall conditions of the unfair terms in consumer contracts of Law No 4822 and Turkish law on the protection of consumers (4077) are arranged. Subsequently, the definition of unfair terms, terms, and results in the 5th article of Turkish Law on the protection of consumers are arranged.

In this article, unfair terms in consumer contracts and the results of the conditions that have not binding force  will be examined in detail.

            Keywords : Consumer contracts, Standard contracts, Turkish Law on the protection of consumers, Unfair terms.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

______________________

* Avukat, Kayseri Barosu. Özel Hukuk Doktora Öğrencisi, Erciyes Üniversitesi

GİRİŞ

 

Çağımızda, üretim ve pazarlama tekniklerindeki değişiklikler ve bunların sonucu  olarak ortaya çıkan,  önceden, tek taraflı olarak ve birden çok kişiyle imzalanması amacıyla düzenlenen tip sözleşmelerin satıcılar tarafından sıklıkla kullanılmasıyla birlikte, tüketici haklarının korunması bakımından, "genel işlem koşulları" olarak adlandırılan bu şartlar özel bir önem taşımaya başlamıştır.

            “Haksız şartlar” terimi ise ilk olarak tüketici sözleşmelerinde yer alan kötüye kullanılabilir kayıtlara karşı tüketicinin korunması amacıyla Avrupa Birliği Konseyi tarafından kabul edilen 5 Nisan 1993 tarih, 93/13 sayılı Tüketici Sözleşmelerinde Kötüye Kullanılabilir Kayıtlar Hakkında Yönergede kullanılmıştır.[2] 6.maddesinin, 4822 sayılı Kanunla[4] En son ise 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanun’un[6], daha sonra 17.06.2014 tarih, 29033 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve eski yönetmeliği mülga eden, Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik çıkarılmıştır.

            Bu çalışmamızda tüketici sözleşmelerinde yer alan haksız şartların tüketici yönünden bağlayıcı olmamasının sonuçlarını 01.07.2012 tarihinden itibaren Türk Borçlar Kanununda yer alan genel işlem şartlarına ilişkin düzenlemeyle karşılaştırmak suretiyle detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

            I-HAKSIZ ŞART KAVRAMI

            A.Genel Olarak

            Günümüzde ulaşılan kütlesel üretim, sözleşmelerin de kütleselleşmesine yol açmıştır. Yığınlara mal ve hizmet sunan işletmeler ve bunların birlikleri, bu sözleşmelerden aleyhlerine olarak çıkabilecek sorunları bertaraf edebilmek için, uzman hukukçularına, çeşitli sözleşme tipleri hazırlatmaya başlamışlardır.[8]

            Tüketiciler, işletmeler karşısındaki psikolojik ve entelektüel zaafları nedeniyle, sözleşme içeriğinin belirlenmesinde etkili olamamakta; sözleşme tek taraflı olarak müteşebbis tarafından adeta dikte edilmektedir. Dikte edilen bu şartlar ise genelde hep tüketiciyi mağdur eden bir nitelik arz etmekte, Borçlar Kanununda yedek hukuk kuralları ile tanınmış olan düzenleme marjı işletmeler lehine suistimal edilmektedir. Ayrıca standart sözleşmelerin kullanıldığı hallerde tüketicinin akdettiği her bir sözleşme için tek tek sayfalarca uzunluktaki metinleri okuması, rakip işletmelerinki ile mukayese etmesi ve kendisi için en elverişli olanı bulmaya çalışması ekonomik açıdan rasyonel bir davranış da sayılamayacaktır.[10] 

            Tüketicinin korunması alanında genel işlem şartları, her ne kadar ekonomideki gelişmelerin yaşandığı, çok çeşitli mal ve hizmetlerin sunulduğu bir dünyada belli bir satıcı veya sağlayıcı tarafından tüketicilere yönelik bir sözleşme şeklinde ortaya çıkarak ticari hayatı kolaylaştırsa da özellikle sözleşmenin zayıf tarafı bakımından sakıncaları da beraberinde getirdiği gözlenmiştir.[12] Bu alanlarda yapılan sözleşmelerde yer alan haksız şartların denetimi ise sözleşmenin taraflarından birinin tüketici olması halinde Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri gereği olacaktır. Zira Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m.5 uygulama alanı itibariyle sadece tüketicilere karşı kullanılan genel işlem koşullarının denetlenmesi imkânı getirmiş, buna karşılık tüketici olmayanlar özellikle tacirler arasında kullanılan genel işlem koşullarının denetimi düzenleme alanı dışında bırakılmıştır.[14] Zira Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 5. ve Tüketici Sözleşmelerinde Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 4.maddelerinde, “Tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edilen şartlar” şeklinde yer alan ifade ile, bir kaydın haksız şart olarak kabul edilebilmesi için, tüketici ile müzakere edilmeden sözleşmeye konulması gerektiği vurgulanmıştır.