İYUK 28/2. madde değişikliği, Adli Yargı Mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanmaz.


 

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Ankara 19. İş Mahkemesi'nin 2011/701 E. 2012/507 K. sayılı alacak ilamı borçlu aleyhine takibe konulmuş olup, borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; müvekkili İdareye 6352 sayılı Yasanın 58. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesindeki değişiklik kapsamında alacağın tahsiline yönelik herhangi bir başvuru yapılmaksızın takip başlatılmasının yasal dayanağı olmadığından bahisle takibin ve icra emrinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, adı geçen Yasa uyarınca ilam alacaklısının, ilam borçlusuna hesap numarasını bildirerek başvurması ve 30 günlük yasal sürede bu hesaba ödemelerin yapılmaması halinde takip yapılabileceği ve bunların yerine getirilmediği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir. 

6352 sayılı Yasanın 58. maddesi ile değişik 2577 sayılı Yasanın 28 inci maddesinin (2) fıkrasına göre <...Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur...> Ancak 2577 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca; <Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleri'nin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, bu Kanunda gösterilen usullere tabi...> olup, Yasanın 28/2. maddesindeki anılan değişikliğin adlî yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Bu husus gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle şikayetin kabulü ile takibin iptaline hükmolunması isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 28.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.